T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
MUĞLA / BODRUM - Atatürk İlkokulu

Çocukluk Döneminde Kaygı ve Korkular

Geçici kaygı ve korkular çocuk gelişiminin bir parçasıdır. Belli gelişim dönemlerinde çocukların bazı kaygı ve korkuları olması olağandır. Çocuğun gelişimiyle paralel olarak ayrılık kaygısı, okula başlama, fiziksel yaralanma gibi kaygıları olabilir. Önemli olan bu kaygılarının yaşam kalitesini, günlük hayatını ve gelişimini engellememesidir.

Kaygı, genelde açık ve net bir gerekçe olmadan hissedilen duygusal huzursuzluktur.

Korku ise; çocukların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri sevgi, öfke, neşe ya da üzüntü gibi doğal bir tepkidir.

 14-03-2018

KAYGI VE KORKUNUN GELİŞTİRİCİ BİR YANI OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN MÜ?

 

Kaygı ve korku duyguları belli bir düzeyde olduğunda, çevresel tehlikelere karşı tetikte olmayı sağlayan, koruyucu bir işlevi olan normal duygulardır.

 

  • Çocuklar bu duygu sayesinde çevrelerine uyum sağlamayı, kendilerini tehlikeli durumlardan uzak tutmayı öğrenirler.
  • Kaygı ve korku duygularıyla baş etmeye çalışmak beklenmedik, farklı ve yeni durumlara hazırlıklı olmayı sağlar.
  • Çocuğu daha temkinli davranmaya yönlendirir.
  • Odaklanmaya yardımcı olur ve motivasyon sağlar.

 

KAYGI VE KORKU AYNI ŞEY DEĞİLDİR!

Kaygı ile korku birbiriyle yakından ilişkili duygulardır ve bu nedenle sıkça karıştırılmaktadır.

KORKU                                                

* Kaynağı bilinir.

* Kısa sürelidir.

* Anlık tehlikelere karşı

gösterilen tepkidir.

* Aniden gelişebilir.                                 

 

KAYGI

* Kaynağı belirsizdir.

* Belirtileri uzun sürelidir.

* Gelecekle ilgili endişeleri  içerir.

* Ortaya çıkışı genelde yavaştır.

* Tanımlanması zordur.

 

GELİŞİM DÖNEMLERİNE ÖZGÜ KORKULAR

 Bazı korkular belirli yaş dönemlerinde oluşur ve bir bozukluk olarak değerlendirilmez. Çocukların gelişim dönemlerine göre görülmesi doğal kabul edilen korkuları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

Korkular gelişimsel olarak değişime uğrarlar. Çocukların korkuları giderek daha somutlaşır. Hayali korkuların yerini daha gerçekçi korkular alır. Örneğin daha küçük yaşlarda görülen canavarlar, hayaletler gibi korkular zamanla eve hırsız girme, kaybolma, kaza geçirme, fiziksel tehlike korkularına dönüşür.

 14-03-2018

ÇOCUKLARDA YAYGIN KORKULAR

0-6 ay: Gürültülü şeyler, ortamlar.

7-12 ay: Yabancılar, ani hareketler, büyük ve hayali objeler.

1 yaş: Ayrılık, tuvalet, yabancılar.

2 yaş: Ayrılık, karanlık, hayvanlar, gürültü, büyük nesneler, ev değişikliği.

3-4 yaş: Ayrılık, maskeler, karanlık, hayvanlar, gece sesleri.

5 yaş: Ayrılık, hayvanlar, “kötü insanlar”, vücuduna gelecek zararlar.

6 yaş: Ayrılık, şimşek ya da gök gürültüsü, hayali varlıklar, yalnız uyuma ve yalnız kalma, fiziksel yaralanma korkusu.

 

Kaygılı Çocuklarda Gözlenen Belirtiler Nelerdir?

Kaygı kendini çok değişik şekillerde gösterebilir. Belirtiler bilişsel, davranışsal ve fiziksel olmak üzere çeşitli alanlarda görülebilir.

  • Uyku, beslenme, tuvalet alışkanlıklarının bozulması
  • Okula gitmek istememe
  • Kaygısını net ifade edemediği için çocuğun hırçın, sinirli olması
  • Aşırı endişeli, huzursuz olma hali
  • Durum ve etkinliklerden kaçınma
  • Anne- babaya bağımlılık
  • Yaşının gerisinde davranışlar
  • Tırnak yeme
  • Takıntılar
  • Sosyalliğin azalması
  • Dikkat sorunları
  • Bunlara ek olarak ellerin aşırı terlemesi, kalp atışlarının hızlanması, baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma vb. gibi fiziksel belirtiler de görülebilir.

 

Kaygıya Neden Olan ve Kaygıyı Arttıran Etmenler

 

  • Genetik
  • Çocuğun mizacı (Endişelenmeye eğilim, hassasiyet, reddedilmeye, eleştiriye karşı aşırı duyarlılık )
  • Anne-babanın kaygı düzeyinin yüksek olması
  • Olumsuz aile ve çocukluk dönemi deneyimleri
  • Doğal afetler/kazalar
  • Çocuğun istismara uğraması
  • Hastalık
  • Yakınlarının kaybı
  • Anne-baba ayrılığı
  • Anne- baba tutumları
  • Aşırı kontrol edici, kollayıcı yaklaşımlar
  • Aşağılama, tehdit etme, tutarsız davranışlar
  • Mükemmeliyetçi/beklentisi yüksek ebeveynler
  • Hatalara tolerans gösterilmeme

 

KAYGI NE ZAMAN BİR SORUNA İŞARET EDER? HANGİ NOKTADA YARDIM ALINMALIDIR?

 Doğal kaygı ile bir soruna işaret eden kaygıyı ayırt etmek her zaman kolay değildir. Kaygının bir hastalık düzeyinde olduğunu söyleyebilmek için dikkat edilmesi gereken noktalar vardır.

  • Çocuğun gelişim dönemine uygun olmayan kaygılarıvarsa,
  • Kaygıları şiddetliyse ve beklenenden uzun sürüyorsa,
  • Günlük yaşamını, hayat kalitesini, gelişimini olumsuz yönde etkiliyorsa bir problem olduğunu düşündürür ve uzman yardımı almayı gerektirir.

 

Kaygı sorunları, çocuğun mizacı olarak kabul edilmesi veya gelişimsel korkularla karıştırılması sebebiyle gözden kaçabilir. 

 

  AİLELERE ÖNERİLER14-03-2018

 

Her yetişkin problemi için nasıl tek bir çözüm yok ise, her çocuk için de tek ve standart bir çözüm söz konusu olamaz. Bu nedenle çocuğu iyi tanımak, gözlemlemek ve çocuğa göre yöntem belirlemek önemlidir.

 

* Öncelikle yaşadığı korkunun/kaygının gerçek olduğunu ve çocuğunuzun elinde olmadan yaşadığı duygular olduğunu unutmayın. Ebeveynlere gerçek dışı veya anlamsız gelen bir şey küçük çocuklar için çok gerçek ve korkutucu görünebilir. Çocuğunuzun kaygılarını dinleyin ve anlamaya çalışın. Konuşmak istemediği durumlarda, birlikte resim yapabilir veya oyun oynayabilirsiniz. Resim veya oyun aracılığıyla kaygısı hakkında önemli bilgiler elde edebilirsiniz.

 

*Korkularını paylaştığında duygusunu kabul edin.

“Çok korkmuş olmalısın.”

“Bu konu senin canını sıkmış görünüyor.”

“ Hepimizin böyle korkuları olabilir.”

 

*Çocuğunuzu iyi gözlemleyin ve ondan yapamayacağı şeyler beklemeyin. Yapamadığı durumlarda çocuğunuzu destekleyin, sakin bir şekilde tekrar denemesi veya olumlu bir adım atması için teşvik edin.

 

*Çocuğunuz endişelenmeye eğilimli bir yapıya sahip ise, yeni durumlar öncesinde (boşanma, taşınma, kardeş doğumu, okula başlama vb.) çocuğunuzu zihinsel olarak hazırlayın.

*Korkutma, bir disiplin aracı değildir. Her ne olursa olsun çocuğunuzu korkutacak söylemlerde bulunmaktan kaçının.

”Beni dinlemezsen doktor sana iğne yapacak.”

“Uslu durmazsan bırakır giderim.”

“Beni üzersen hastalanırım, annesiz kalırsın”

“Uyumazsan öcü geliyor.”

 

*Korktuğu durumdan veya nesneden kaçınması konusunda desteklemeyin ancak çocuğu zorlayarak, korkusuyla da yüzleştirmeyin. Korkularını kademeli olarak ele almalısınız. Önce küçük adımlarla başlayın. Örneğin denize girmekten korkuyorsa, deniz kenarında çocuğunuzla birlikte oyun oynamakla işe başlayabilirsiniz.

*Kaygılarını eleştirmeyin, küçümsemeyin.  Korkacak ne var ki?”  “ Erkek çocuk korkar mı?” gibi ifadelerden uzak durun. Bu ifadeler korkusunu yatıştırmanın aksine anlaşılmadığını hissettirecektir.

*Kaygısını azaltmak için sevdiği herhangi bir aktiviteyi (yüzme, dans, jimnastik, bisiklet, ip atlamak vb.) yapması konusunda çocuğunuzu destekleyebilirsiniz.

*Kaygısını denetim altında tutmak için başa çıkma mekanizmalarını öğretin. Gevşeme egzersizleri ( derin nefes alma, gevşetici hayal kurma, kas gevşetme egzersizleri vb.), olumlu telkin cümleleri ( “Başarabilirim, “Yapabilirim” vb.) gibi teknikleri çocuğunuza öğretebilirsiniz.

Kaygıyla başa çıkma becerilerini öğrenmek kaygılı çocukların %90’ına yardımcı oluyor.

*“ Eren korkuyor mu hiç?” , “Sen neden korkuyorsun?” diyerek kimseyle kıyaslamayın. Diğer çocukların hatta bazen yetişkinlerin de benzer korkuları olduğundan ve bu korkuların çok doğal olduğundan bahsedin.

*Çocuğunuzun kaygı/korku duygusuna karşılık tutumlarınızı dengelemeniz önemlidir. Duygusuna ilgisiz kalmayın fakat gereğinden fazla ilgi göstermenin ve korkularını abartmanın da davranışını pekiştireceğini unutmayın.

*Çocuğunuz yoğun kaygı yaşadığı esnada akılcı, mantıklı konuşmalar yapmak etkili olmayabilir. “ Canavar diye bir şey yoktur” demek korkmasını engellemeyecektir. Bazı durumlarda uzun uzun anlatarak, güven vererek ikna edilemeyeceklerini de kabul etmelisiniz.

 

Bu önerilerle çocuğunuzun kaygısını tamamen ortadan kaldıramayabilir ama minimize edebilirsiniz. Küçük korkular güven verme ve yaşıtların model alınması yoluyla ortadan kaldırılabilirken, daha ciddi durumlarda ise uzman desteği alınmalıdır.

 

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 14.03.2018 - Güncelleme: 14.03.2018 17:07 - Görüntülenme: 1361
  Beğen | 2  kişi beğendi